Fikriyat Gazetesi

“İnsanlar zarar vermezse kıyamete kadar ayakta durur”

Yapimi 1550-1557 arasi olan Süleymaniye Camii, günümüzde tüm ihtisamiyla dimdik ayakta duruyor. Kanuni Sultan Süleyman tarafindan Mimar Sinan'a yaptirilan camide, Kadir Gecesi gibi önemli günlerde cemaat sayisinin 25-30 bin kisiye ulasiyor. Süleymaniye camisi, insa edildigi dönemde külliye, sibyan mektebi, kütüphane, hamam, fakirlere yemek verilen dar-u ziyafe ve hastaneden olusan bir egitim, kültür ve yardimlasma kompleksi niteligindeydi. ( Elif Öztürk - Anadolu Ajansi ) || yapimi 1550-1557 arasi olan suleymaniye camii, gunumuzde tum ihtisamiyla dimdik ayakta duruyor. kanuni sultan suleyman tarafindan mimar sinan'a yaptirilan camide, kadir gecesi gibi onemli gunlerde cemaat sayisinin 25-30 bin kisiye ulasiyor. suleymaniye camisi, insa edildigi donemde kulliye, sibyan mektebi, kutuphane, hamam, fakirlere yemek verilen dar-u ziyafe ve hastaneden olusan bir egitim, kultur ve yardimlasma kompleksi niteligindeydi. ( elif ozturk - anadolu ajansi )

Süleymaniye, Osmanlı döneminin en büyük camisi özelliğini taşıyor, yapımı 1550-1557 olan cami, günümüzde bütün ihtişamıyla dimdik ayakta duruyor.

Süleymaniye Camii İmam Hatibi Ayhan Mansız, Süleymaniye Camisinin Osmanlı döneminin en büyük camisi olma özelliği taşıdığını belirterek, “Cami çevresinde restore edilen medreseler var, bunların eğitim maksadıyla kullanılması temennimizdir.” dedi.

Mansız, Süleymaniye’de diğer tarihi camilere oranla fazla süsleme olmadığını, sade denebilecek bir yapı olduğunu anlattı. “Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ın muhteşem Mimar Sinan’a yaptırdığı bu eser de muhteşem Süleymaniye olarak nitelenebilir” diyen Mansız, Süleymaniye’nin Osmanlı döneminin en büyük camisi olduğunu belirterek, Kadir Gecesi gibi önemli günlerde iklim koşulları da elverirse cemaat sayısının 25-30 bin kişiye ulaştığını dile getirdi.

Camide kullanılan hat tezyinatına İstanbul’da hiçbir camide rastlanmadığını söyleyen Mansız: şöyle konuştu:

“O dönemin en iyi hattatı Ahmet Karahisari tarafından yazılmıştır çünkü. Rivayetlerde onun bu hatların sonunu yazarken gözlerini kaybettiği aktarılıyor. Görme yetisini kaybettiği için caminin açılışını onun yaptığı söylenir. Kanuni, Mimar Sinan’dan caminin açılışını yapmasını ister. Mimar Sinan da Karahisari’nin gözlerini kaybetmesi nedeniyle açılışı onun yapmasını önerir ve görev Karahisari’ye tevdi edilir. Yapımı 1550-1557 arası olan cami günümüzde tüm ihtişamıyla dimdik ayakta duruyor. Zaten Mimar Sinan da burayı inşa ettiği zaman, padişaha teslim ederken diyor ki ‘Hünkarım öyle bir cami yaptım ki insanlar zarar vermezse kıyamete kadar ayakta durur.’ Osmanlı döneminde Süleymaniye’ye ilgi çok büyük. Öyle ki etrafındaki küçük camiler Süleymaniye’ye cemaatin sığmamasından doğan ihtiyaca binaen yapılmış. Caminin iç alanı 10 bin kişi alıyor. Caminin arkasındaki şadırvan avluya da rahat 6 bin sığar. Tabii ki özellikle Kadir gecesi gibi önemli günlerde iklim koşulları da elverirse cemaat sayısının 25-30 bin kişiye ulaştığı da oluyor.”

Mimar Sinan’ın Süleymaniye’deki ustalığının hala çok sayıda mimarın ilgisini çektiğini ifade eden Mansız, inşa edildiği dönemde Süleymaniye’nin sadece camiden ibaret olmadığını, aynı zamanda külliye, sıbyan mektebi, kütüphane, hamam, fakirlere yemek verilen dar-u ziyafe ve hastaneden oluşan bir eğitim, kültür ve yardımlaşma kompleksi olduğunu kaydetti. . (A.A. İstanbul)